28 Ağustos 2013 Çarşamba

Stefan Zweig,Satranç ve Kendine Kaybeden İyilik

         Stefan Zweig'ın ünlü yapıtı Satranç'ı az önce bitirdim.Can Sanat Yayınları'ndan çıkan kitabı Ayça Sabuncuoğlu çevirmiş.Kitap uzun öykü türünde bir eser.Bilmeyenler için özetlemek gerekirse olay Czentovic ve Dr.B arasında geçiyor.Otoriteler arasındaki genel kanı ise Czentovis'in Hitler'i temsil ettiği yönünde.Dr.B. ise bir çoğuna göre Stefan Zweig ve onun gibiler yani yok olmaya mahkum onun gibiler.Bu cümlemde kitabın ''Satranç Tahtasında Bir Avrupalı'' adlı önsözünü yazan Şebnem Sunar'dan alıntı yaptım.Şebnem Sunar şöyle diyor: ''...Mirko Czentovic ile Dr.B. örneğinde figürlerin diziliminin karşıt politik sistemleri temsil ettiği söylenebilir.Satranç şampiyonu Czentovic ilkelliğiyle 'küçük bir Hitler' modeli çizerken, gerek Gestapo gözetiminde bir otel odasına kapatıldığında gerek Czentovic karşısında bile aslında hep kendine karşı oynayan ve 'siyah olan ben ve beyaz olan ben' olarak kişiliği ikiye bölünen Dr.B. de yok olmaya mahkum edilen bir dünyayı simgeler.Böyle bakınca, Dr.B. insancıl ve özgür bir yaşam biçimini temsil eden dünya görüşüyle,hiç kuşkusuz Zweig'in kendini yansıttığı bir figürdür.Bu bakımdan Satranç,Stefan Zweig'in şiddetin egemenliğine karşı koyamayan ve mat edilen özgürlüğü son bir kez daha ele aldığı yapıttır.''
       Dr.B. hayatının bir döneminde hiçliğe mahkum edilmiş bir karakterdir ve bir şekilde tek uğraşı kendi kendisiyle satranç oynamak olmuştur.Burada ben Şebnem Sunar'ın teorisini biraz daha büyüttüm.Yok olmaya mahkum edilen bir dünyayı ya da insancıl ve özgür yaşam biçimine ek Dr.B.'ye daha büyük bir rol biçtim kendi kafamda.Bence Dr.B. iyinin ve iyiliğin ta kendisi.Kötülükle-Czentovic- yaptığı mücadelede kendi kendisine yenilmiştir.Çünkü ona satranç oynamak demek hiçliğe tutsak edildiği bir odada tekrar bulunmak demektir.Tekrar kendisiyle oynamak,tekrar kendine kızmak,kızarken yenen kendisine sevinmek!O iyi olmak için yaşarken öyle bir mücadele vermiştir ki içinde bulunduğu hiçlik dünyasındaki tek şey kendisi yani ''siyah olan ben,beyaz olan ben'' durumu olmuştur.Çünkü hiçliktedir,yalnızdır.Rakibi kendisidir.İyi olmak rakip gerektirmez ama konu satrançsa rakipsiz olmaz.Sunar'ın deyişiyle Küçük Hitler'le olan yarışında Dr.B. kendi rakibine yani kendine dönmüştür.Bu oyun ona o günleri geri getirmiştir.Czentovic ise bunun farkında olarak hareket eder.İyi yalnızdır,biriciktir.İyiyi yenmenin tek yolu onun yalnız ve biricik olduğuna onu inandırmaktır.Tıpkı Gestapo'nun yaptığı gibi.İyi kendi kendisiyle çarpışmaktan kötülükle olan savaşına ikince kez bakamamıştır.Kötü kazanır.Çünkü onun doğasında yalnız olmak vardır.Tıpkı Czentovic'in eserde yalnız olduğu gibi.İyi ise kendisiyle çarpışmaktan vazgeçmelidir ama bunu yapmak mümkün değildir.Lakin kötüyle yapılan çarpışmaya gelene kadar hiçliğe mahkum edilmek buna izin vermez.Kitabın anlatıcı karakteri onu dürterek kendine getirmeyi başarır fakat iyi satranç masasından mağlup ayrılmıştır.Bu kötünün ve kötülüğün çokça bulunduğu dünyada iyinin size bir ve biricik olduğuna inandırmak isteyenlere ve sizi hiçliğe itenlere izin vermemeniz dileğiyle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder